ekim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ekim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ekim 2015 Cuma

Ekim biterken...

“Uzun zamandır buralara uğramamıştım…” cümlesiyle başlayan blog yazısı gördüm mü, tıklamıyorum, gönül koyuyorum sitem ediyorum kendimce. Hani öylesine yazmakla başla işte diyorum, gerisi gelir diyorum. O yüzden bir haftadır yazmadığımdan, hatta bir haftadır, yazmadığımı bile yeni fark etmiş olduğumdan bahsetmeyeceğim (hayır hayır bak bahsetmiyorum puhahahah)

Biz blogla eski dostlar gibiyiz, hani senelerce görmezsin, haberleşemezsin ama bir araya geldiğinde sanki dün ayrılmışçasına kaldığın yerden devam edersin - ki dostluk işte tam da budur – benim blogla olayım da o hesap.

Neyse şükür kavuşturana…

Ekim tam da tahmin ettiğim gibi yoğunluklarıyla geldi, geçti ve hiç tahmin etmediğim gibi üzüntüler getirdi. Belki de bu yüzden ben çok içime kapandım. En azından sosyal medyaya fazla bulaşmadım. Ve okudum, çok okudum. Ekim bitmeden beş kitap bitirmiş, bir başucu kitabından da bölümler okumuştum bile. Edebiyat olmasa nasıl dayanırdık yeryüzüne, değil mi Tezer’im:)

Şöyle bir dönüp baktım da Ekim bana büyük üzüntülerle başa çıkmaya çalışan insanlara saygı duymayı, kıyısından köşesinden empati kurmayı öğretti.

2 Ekim 2015 Cuma

Ekim'de neler yapmalı?

Ekim bizim buralarda sonbaharın yeni yeni hissedildiği ay. Geçen hafta denize girdik yav:) İlk defa bu hafta sabah üzerime bir hırka aldım. Ekim tam da artık “sonbahar geldi” dediğimiz ay…

Düzen kışa kayınca, ister istemez yapılacaklar listesi de kabarıyor. Özellikle yazdan erteleneneler. Ekim’de ne yapmalı diye liste çıkarırken bir de baktım, ucu bucağı görünmüyor. Önce haftalara böldüm sonra da lokma lokma günlere, bitecek gibi değil!