6 Aralık 2016 Salı

Osurmak aşkı öldürür mü?

İsmini burada ifşa etmeyeceğim bir arkadaşımın, eşinin yanında asla osurmadığını öğrendiğimde kulaklarıma inanamamıştım. Yanında yapmayınca, eşin senin o işi hiç yapmayan biri olduğunu mu sanıyor? Ne yanılgı.

Şahsen ben de tuvalette rahat bırakılmanın önemine inananlardanım, dolayısı ile kendimle baş başa kalabildiğim o nadir anların bir cüce veya babası tarafından bölünmemesi için son derece katı olabilirim. Ama osurmak öyle mi ya?

Osurmanın aile ortamında sosyalleşmenin bir yönü olduğunu düşünüyorum. Hatta osurmak hayattan keyif almanın da bir belirtisi aynı zamanda. 

Buraya kadar okuyanlar, günün çorbası ailesinin hayattan keyif alma konusunda son derece başarılı olduğunu hissetmiştir kanımca. 

Pazar akşamıydı, üzerimizde hafta sonunun ağırlığı hala mevcudiyetini korumaktaydı. Arca çoktan uyumuştu, öksürükleri duvarlarda yankılanıyordu, kermes diye gittiğimiz okulda iki saat kadar futbol maçı yaparsan, öksürürsün yavrucuğum. 

Koca evin suyu çıkmış gibi bir masa, iki kitaplık ve bir koltuktan ibaret çalışma odasına sığıştık, İlker bilgisayarda mutfak tasarlamaya çalışıyor, ben bir şeyler yazıyorum (bunu:P). 

Aynı atmosferi solurken ayrı işler peşindeyiz. Soluduğumuz atmosferin osuruk kokulu olması umrumda değil, hatta böylesi daha iyi. 

Love is in the air!

Aşk böyle bir şey. 

Pazar akşamları adet olduğu üzere, muhterem ocak başında akşam yemeğini pişirirken ben bir kol mesafesi uzağında salatayı yapıyordum. Havucu rendeledim, taze soğanı dilimledim. Marulları incecik kıymak ile iri parçalar halinde koparmak arasında bocalarken, o anın ne kadar değerli olduğunun birden farkına vardığımı hatırladım. 

Sükunetle işinin başında iken, paralelinde kendi meşguliyetinde olan birinin, bir nefesin varlığını bilmek. 

Gurmenin Son Yemeği'nin yazarı Muriel Barbery'e osurmak ve hayattan keyif almak arasında kurduğu bağlantıya katılıyor ve artırıyorum: Mutlu insanlar osurur.
Bir de salataya soğanı fazla kaçıranlar:)

14 yorum:

okuyanguzel dedi ki...

:)))
Katılıyorum...

Yurdagül Çelik dedi ki...

Çok güldüm :) Ne deyim bilemedim :)

Colorful dedi ki...

Sahanesin Yeliz :)

Akşam sefası dedi ki...

Yani ne diyim? Osurmak mutlulukla eş değer midir? Eskiden germanlada bu bir kültürmüş. Yani yemekten sonra osurabilmek sağlıklı insan olarak görülüyormuş. Hala bu geleneği sürdürenler var Almanlarda. Bir toplumda osurur, sorry der, ve yine yapar yine bir sorry. Her ne kadar Alman kültürüne aşina olsamda bu benimseyebildiğim bir şey değil. Bende eşimin yanında bunu yapmayan, ve yaptığını istemeyen biriyim. Yani bizde uluorta yapılan bir şey değildir. Geğirmek ne kadar ayıpsa, osurmakta ayıptır bana göre. Ki geğirmeyi bazen hakim olamayabilirsin, ama osurmak öyle değil. Ve benim için komik ve aynı zamanda ayıptır. Gerçi ayıp kelimeside sadece Türkiye'lerde var. Bu kültür hakim belkide bende. Yani güzel değil ya, eşinin yanında zart zurt. Saygı ile eş değer bende. Ben yapmam, yanımda yapılmasınıda istemem. Ha sıksın mı? Hayır, tuvalete gitsin, balkona çıksın.

Nil dedi ki...

Bizim evde pırt yapmak gülünecek bişeydir. Kızlar bir de ilan ederler :) Bir de parmak çekme espirisi vardır. Iyy

Adsız dedi ki...

çok güldüm,çok katılıyorum; ''Love is in the air!''iyi ki yazıyorsun Yeliz:)

Büşra Bayram dedi ki...

bence de osurmak en güzel şeydir, özellikle benim gibi osuramayan bir insan varsa :( evet hiç osurmuyorum, osuramıyorum. bebekliğimden beri durum bu. bu yüzden osurmaya sebep verecek gazlı olan her şeyden uzak duruyorum, nohut ve kuru fasülye gibi..

eşim osurmadığıma inanmamıştı ilk günler. zorla kuru fasülye yedirmişti de o geceyi hastane de geçirmek zorunda kalmıştık. gaz sancısı başka bi şey. bunu bildiğimden olacak ki, eşim osurunca ben rahatlıyorum. sanki osurmuş gibi hissediyorum, o karnımdaki tüm gazlar uçup gidiyo.. bizde de arkadaşlar arasında geçen öyle bi muhabbet oldu. arkadaşım eşine asla izin vermiyomuş. adamın poposuna tıpa mı takıyo napıyo artık bilmiyorum ama kavga sebebiymiş. çok şaşırdım. insan evde rahat olmalı. ne istiyorsa onu yapmalı. osurması geldiyse hele, osurmalı.
:))

Unknown dedi ki...

Nasıl aynı fikirdeyim o kadar olur.
Bizde de sülalecenek gülünecek bir şeydir, küçükken de kuzenlerle falan çok gülerdik bu pırtlara:))

Eş durumuna gelirsek, biz de rahatızdır kendi aramızda. Biraz havalandırırsın biter gider, nedir yani :)

Hem ne demiş Mark Twain? Şu dünyada en iyi şey, rahat yemek yiyebilmek ve rahat tuvalete çıkabilmektir demiş (tahmin ettiğiniz üzere o bu kadar kibar ifade etmemiş gerçi :))) Hakikaten sindirim sisteminde bir sıkıntı oldu mu çekilir gibi değil. Hem anacım bu merete sebep olmayan bi sebze mi var Allah aşkınıza?

Bir de bu mevzu üzerine bir ekşi sözlük maddesi var hemen aklıma gelen, üşenmedim buldum, şuraya da yapıştırayım tam olsun:
https://eksisozluk.com/entry/54569000

yeliz dedi ki...

ya tabii canım biz de üçüncü şahısların yanında yapmıyoruz ama bir aradayken orkestra:)

yeliz dedi ki...

aynen arca bebekken gaz çıkardığında nasıl oh rahatladı diyorsak, şimdi de aynen.

yeliz dedi ki...

off o fenaymış ya çok fenaymış. osurmak gibisi var mı:))

yeliz dedi ki...

okudum şimdi, nasıl da içim yandı.

Unknown dedi ki...

Instagram hesabiniz varmi? Sizi takip etmek isterim

yeliz dedi ki...

Var tabii ki yeliz_minareci :)