19 Eylül 2016 Pazartesi

Tatil sonrası hayata adapte olma rehberi

Derler ki, bir tatilin tam anlamı ile tatil olması için işle ilgili her şeyi geride bırakmak ve unutabilmek gerekir. Ancak böyle tazelenmiş bir zihinle işe dönebilirsin. Benim genelde tatillerim telefon, mesaj ve mail trafiği ile piç olduğu için uzun zamandır işi, en son işte ne yaptığımı unuttuğum bir tatilim olmamıştı. İlk defa geçen haftayı tam anlamıyla kafayı boşaltarak geçirebildim. Bundan sebep hep gülümseyerek hatırladığım bir tatil olacak. İçimize sinsin.

Gel gör ki, zaman geçiyor ve tatil de bitiyor. Gerçek hayata adapte olmak gerekiyor. Her ne kadar rutinin, düzenin, yerleşik hayatın özlemini çeksek de, itiraf etmem gerekirse, bizim hane için hayata dönüş çok zor oluyor.


Tatilin son günüydü yani Pazar. İlker geceden balığa çıkmış, hala denizde, biz de ana oğul kahvaltımızı yapmışız. Bir bardak çayımı koydum önüme, Arca çizgi film izlerken biraz kafamı dinleyeyim dedim. Ne’me gerek! Aklımda bir sürü plan, yapılacaklar, kararlar listesi… Defterimi, kalemimi çektim önüme. Dedim ki, bir liste hazırlamalı, “Tatil sonrası hayata adapte olma rehberi” için bir liste. Bir gülme geldi sonra. Kızım sen, daha bir tarafını yayıp oturuyorsun. Evde çocuğun gömleği bile senin ütülemeni bekliyor, sen çay içiyorsun. Birazdan Zeynep arayacak, hadi sezon kapanışını yapalım, çocukları bir denize götürelim diyecek, kahvaltı bulaşığını toplamadan bikinini giyeceksin. (nitekim öyle de oldu puhahhaha) senin tatil sonrası hayata adapte olma rehberini kim takar?

Olsun en azından neler yapmamak gerektiğini yazabilirim.

Mesela tatil görmemişler gibi, eve dönüşü son güne bırakmamak gerek. İzmir dışından Çeşme’ye gelenler tası tarağı topladı, cumartesiden yol aldı. Aferin. Yolun uzun olmasa da sen bir git evine. Bir toparla evini ocağını. Balkonunu yıka, evini bir süpür, makineye çamaşırını at, kahvaltılık malzeme al, çocuğun pazartesi okula gidecek, bir taze sütün olsun dolapta. Bizim gibi Pazar akşamı sallanır gelirsen, açık dükkan bulamazsın. (bulamadım:/)

Hatta erken gel ki, üç kilo aldığını işe gideceğinin sabahı değil de iki gün evvelinden gör, ona göre sağlıklı tencere yemeğini, işe götüreceğin salatanı hazır et önceden. Sonra iş yerinde bir tabak musakkaya kalırsın böyle! Ha bir de tabii bütün kıyafetlerin göbekten gerdiğinden giyecek bir şey de bulamazsın. Aferin Yeliz. Sen böyle biraları çiğdemleri, cipsleri, mezeleri rakıları götürürsen, kilolar da alır başını gider.

Erken gel ki, senin gibi semiren çocuğunun totosuna pantolonun olmadığını fark et, fark et ki, yenisini al, bir an önce al ki, paçası filan yapılsın. Nerde… Bak hava bir anda soğuyacakmış kaldı mı çocuk şortla!

Artık yazlığı kapatıyor, tümden eve dönüyorsun, yani göçebelik bitiyor. Sen ne sanıyorsun, yaz ayları gibi bir çantayla pazartesi sabah doğrudan işe gidivereceğini mi? Tabii ki, dünya kadar eşya topla, getir, yığ kapının önüne, hatta ikinci turu yap arabaya… derken elin ayağına dolaşıyor. Bak, işte kaybettin arabanın anahtarını. İlker evde sabah iki saat aradı yok! Kim bilir nerede? Arabanın içinde olmadığı kesin ama, zira İlker indi baktı, kapıları da açık bırakmışsın şapşik! Bu defa aferin değil Yeliz, yuh! Adam evin altını üstüne getirdi, yok. Nereden çıkacak bilmiyorum, keşke Yerdeniz öykülerindeki gibi bir Bulucu büyücümüz olsaydı.

İşte bunlar hep tatilin suyunu çıkarasıya kadar kopmaktan oluyor. İşte bunlar hep yorgunluktan, bi’ dünya kafadan…

Buraya kadar okuyabilen kardeşim, hayata adapte olmak istiyorsan, bunları yapmayacaksın, deniz pek güzelmiş deyip öğleye kadar çocuk gibi yüzmeyeceksin, bilmeyen de bütün yaz yüzgeçleri çıkasıya yüzmedi sanacak! Sonra yayıp çay kahve keyfi yapmayacaksın benim gibi. Ya ne yapacaksın?

Evine erken dönmek işin ilk kuralı. Bitmiyor. Çocuğunun eksiklerini kontrol et, kitabını defterini birkaç gün önceden kapla ki benim gibi kapların yetmediğini gecenin birinde fark etme.

Tatilin zararı büyük, beni üç kilo ile fena tartaklamış, senin zayiat ne kadar? Tespit et. Derhal evdeki abur cuburu, gazlı içeceği gözden gönülden ırak bir köşeye at. Tartının tozunu al, elinin ayağının altına koy şimdiden, sık sık kontrol et kendini. Semtinin pazarına uğra, birkaç tencere yemek yap.

Kefirinin mayasını canlandır, önümüz kış. Sonra bir düzene özlem tazelemesi iyi gelir. Tabii ya… Şimdi sabahları kalmak, çocuğunu okula kendini işe hazırlamak, çocuğunun ödevinin yatmasının kalkmasının saatinin belli olması bunlar hep aslında özlemini çektiğimiz şeyler. Rutin iyidir, insana bir düzen-nizam-intizam getirir.

Kış planları da yapmalı. Hafta sonları programları hakkında konuşmalı, şimdiden ısınmalı. Mesela, Arca ile Poyraz bu kış pijama partisi yapacak kadar büyüdüklerini düşünüyorlar. Birbirlerinde kalabilirlermiş. Yastık savaşı, patlamış mısır ve çizgi film… Bu hayal epey motivasyon kazandırdı.

Teleferik’e bu sonbahar artık mutlaka gitmeli. Geçen sene niyet ettik, bir türlü gerçekleştiremedik. Müze gezmek Arca’nın çok hoşuna gitti, al sana cumartesi aktivitesi.

Balık mevsimi açıldığı için Güzelbahçe’de balık ekmek, sahilde yürüyüş, nefis bir Pazar programı olacak. Zeyneplerle karar verdik, okey gecelerine dönüş yapacağız. Çocuklar küçüktü, uykusuydu, mızıldanmasıydı, epey ara verdik. Onlar artık bizden ayrı takılıyorlar zaten. Kurduk mu okey masasını, çayımızı da demledik mi, uzun kış gecelerinin tadından yenmez.

Plan demişken, geçen gün bizim kocalara epey imrendik. Üç arkadaş birlikte balık yemi almaya gitti, balığa çıktı, karısız çocuksuz epey eğlenceli vakit geçirdiler. Biz de oğlanlarla çok eğlendik allah için, çiğdemimizi, biramızı aldık, onlar denizde oynarken biz de gölgede keyif yaptık. Ama epeydir, şöyle sadece kadın kadına bir program yapalım, çocukları babalara bırakıp çıkalım diyoruz, yapmıyoruz. Bu sene her ay bir akşam kadın gecesi planladık. Bir ay tiyatro ise, bir ay konser, bir ay sinema… Ya da birkaç saatliğine bir kahve içmeye sahile bile inebiliriz. Maksat havamız değişsin. Çocukların başında bir büyük olması yeterli, babalar zaten bu konuda hiç sorun yaşamıyor. Biz öteleyip duruyoruz.

Sonbahar kış aylarında en keyifli şey, film izlemek. Arkadaşlarla hafta sonu zor, çocuklar hep etrafta hem onların izleyemeyeceği filmler var. Film en iyi hafta içi, Arca uyuduktan sonra. Zaten akşam dokuz dedin mi sızıyor. En azından iki saatlik film izlenebilir. Televizyondaki yerli dizilerden umudu kestiğimden beridir film listesi hazırlıyorum, en kısa zamanda derleyip paylaşırım, eşek değiliz ya, maksat burayı bu kadar sabredip okuyanlara bir yararımız dokunsun.  

Ay tamam işte hemen sonbahar kış gelsin, mis gibi çaylarımızı içelim, battaniyemizi alıp film seyredelim, kitap okuyalım, şehre akalım… Bak nasıl da adapte oluverdik:)

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Slm
Her sey iyi hos ama ben gece film izleyip sabahin korkndd ise gitmek istemiyorum bacim onu ne yapcaz :( bu arada yine cok guzel bir yazi eline aklina saglik sevgiler Ceren

okuyanguzel dedi ki...

Sonbahardaki enerjine hayranım valla. Ama dediğim gibi henüz bana uğramadı çünkü ben kışın geleceğini henüz kabullenemedim. Kabullenince gerisi gelir inşallah.

Valla yazı bitmesin diye ara vererek okuyorum. Daha sık yazabilirsen çok mutlu olacağım.

deeptone dedi ki...

:) çok komik yazı buuuuuu. güzelbahçede kılçıx da balık yiyin bir dee, bostanlıda iskele yanında balıkçı barınağı var bir de mavişehirde balıkçı barınağı var orlarda yiyin :)

Kelebek Etkisi dedi ki...

Iki ay tatil yaptiktan sonra tam bir bunalimdayim bu yazi biraz moral oldu:))