8 Ekim 2015 Perşembe

Kısa #9: Gülümsemek

Bazı günler kötü geçer. İşler yolunda gitmez bazen. Dün mesela, sabah ofise gittiğimde hiç keyfim yoktu. Hatta tüm gün kendimi çok gereksiz hissettim. Bir türlü motive edemedim kendimi. Birkaç iş hallettim, bir tanesi süründü elimde. Diyorum ya keyifsizdi! İnsan bir işe yaradığını, bir şeyleri hallettiğini, tamamladığını hissettiğinde kendi de tamamlanmış gibi oluyor. Neyse ki evde tamamlanmayı bekleyen işler vardı. Sabahtan ıslatılmış nohut ile çözdürülmüş etten ertesi güne yemek yapılacaktı. Ütüler vardı, İlker’in ve Arca’nın t-shirtleri…
Piyano çalışmaktan sürekli yırtmaya çalışan Arca’nın yakasını bırakmadım, ben ütü yapacağım, sen de çalacaksın diye direttim. Kendini Mozart mı sanıyor ne, iki tıngırdatıp olmadı mı bırakıveriyor. Ütü yapmama da gıcık oldu. Hayal kurayımmış o çalarken. Peki. Sırt üstü uzandım, gözlerimi kapattım, meditasyon pozisyonuma geçtim. Çocuk haklıymış, iyi geldi hayal kurmak. Hem bana hem de Arca’ya çünkü hayallerimi dinlemeyi o kadar sevdi ki, defalarca çaldı parçayı. Bir Mozart diyemeyiz ama Fazıl Say olabilir puhahahah…

Bütün günün keyifsizliği ve işe yaramamış hissiyatımı aldı götürdü, el kadar velet gülümsetti beni…

Gün içinde gülümseyecek bir şeyler bulmanın insana ne iyi geldiğini fark ettirdi. Olumla demiyorum, bak, Pollyannacılığa varan günümüzün iyi hissetme trendi değil bahsettiğim, belki şükretmek belki de başka bir şey ama şu var ki, gülümsemek iyi geliyor. Belki yaydığımız enerji bize dönüyordur, kim bilir?

Gülümseten sebepleriniz çok olsun efem…

2 yorum:

okuyanguzel dedi ki...

Amin diyelim. Bugünlerde ben pek bulamıyorum da..

TUĞBA'NIN DÜNYASI dedi ki...

Yelizcim, geçenlerde bir yerde okudum. Eskilerden bir söz varmış; 'kara gün, kararıp kalmaz' derlermiş. Çok doğru. Karanlık sıkıcı ve umutsuz da başlasa ufacık bir sebep, ufacık bir gülümseme insanı iyi edebiliyor ve günün kalanını güzelleştirebiliyor. Sebepse aslında çok fazla var etrafımızda, bulmayı arzu ettiğimiz kadar çok:)