3 Eylül 2013 Salı

Siz, siz olun yorum yapmayın

Yok annem yok, bloga değil. Buraya her türlü yorumu yazabilirsiniz, denetimsiz gören sefilin biri geçenlerde küfür hakaret yazmış mesela. İnsanın başına geliyor yani, her şey geliyor. Senin yüzüne söyleyecek dötü yok ama klavyeyi verdin mi eline, sövüp sayabiliyor. Delikanlıysan adını yaz, ama yemiyor tabii. Ben de tüm o “adsız” soysuzlara ve spam yorumlara inat ayarlarımı değiştirmiyorum, “adsız” yorumcuların günahı ne, değil mi ya?
Neyse yorum derken başkasının hakkındaki yorumlardan bahsediyorum.
Görsel: alakasız, Arca'nın bahçede gördüğü bir sümüklü böcek sadece

Özellikle çocuklarımızdan…
Arca’nın bazı davranışlarının ve sözlerinin arkasındaki sebepler hakkında bir yorum yapma refleksi geliştirdiğimi fark ettim. Çok okumuşluk çokbilmişlik mi? Ya da çok okumuşluktan kaynaklanan bir çokbilmişlik mi? Bilemiyorum. Bildiğim tek şey son dönem başımıza gelenlerin ciddi bir özeleştiriyi hak ettiği!
Arca bahar aylarından beri hırçınlaşmıştı, bir çok defa çok yüksek sesle çileden çıkarcasına özellikle bana bağırmaya başlamıştı. Artık “annenle konuşmana dikkat et!” şeklinde ikazlara başlamıştım. En kötüsü de tırnak yiyordu. Okula gitmek istemediğini defalarca dile getirmişti.
Peki ben ne yaptım?
Okula gitmek istememesini NA ile güzel vakit geçirmelerine bağladım.
Davranışlarındaki değişimleri “fucking four” emarelerine, tırnak yemesini ise “sınıfta yiyen bir arkadaşı vardı, ondan gördü”ye bağladım. Yorumlardan yorum beğen.
Allah için tırnak yeme mevzusu epey kafa kurcaladı. İlgisiz miydik? Ya da çok mu üstüne düşüyorduk? Biz tırnak yemiyorduk ki? Yiyor muyduk? Alışkanlık yapmış mıydı? Hmm evet yapmıştı? Neden ki? O çocuk yiyordu, ondan görüyordu evet ! Bir defa sadece bir defa okulda kötü bir şey olmuş olacağı aklıma gelmiş ve bu konuyu konuşmuştuk Arca ile. Hayır iyiydi, bir sorun yoktu. Tatmin olmuş bir şekilde konuyu rafa kaldırmış, rahatlamıştım. Ama tırnak yemek devam ediyordu. Sık sık eli ağzında diye hasta oluyordu, yemesin! “çek elini ağzından Arca, çek annecim” Üstüne düşmeler, gizli saklı yemelere dönüştü. ee iyi de ilgilenmeyince de vazgeçmiyordu ki? İnternetten elleri tırnak yemekten kötü bir hal almış insanların fotoğrafları bile gösterildi. Artık acı oje sürsek mi ne yapsak moduna girmiştik ki yaz geldi. Tırnak yemek hemen hemen sonlandı.
Büyük resme hiç bakmadım. “Bazı küçük sorunlar oluyor ama genelde iyi, öğretmenini seviyor” diye kafamda şablonladığım okula sormadım. İki yıldır gidiyordu canım, ne olacaktı? İpuçlarıyla yetindim, ipuçlarından kendi gerçeğimi yorumladım, daha kötüsü buna inandım. Daha da kötüsü buna İlker’i de inandırdım.
Yaz geldi. Bir bizim evde NA ve bizimle, bir anneannesi ve dedesiyle, bir babaannesiyle geçireceği yaz ayları, itiraf edeyim disiplin ve düzen konusunda endişelendiriyordu beni. Sonsuz sevgi ve şefkat görecekti, ona şüphe yoktu ama çocuk bu, illa ki şımaracaktı. Ama ne oldu biliyor musun? Kötüye gidecek diye korktuğum cüce iyiye gitti. Çok daha iyiye. Yine sinirlerine hakim olamadığı davranışları oluyordu ama tırnak yemesi sonlanmıştı.
Ve döküldü Arca, yavaş yavaş döküldü. Gayet masum bir sohbet sırasında çenesi titreyerek okulda çocuklara bağırdıklarını, çimdiklediklerini, kafalarına vurduklarını döküldü. Tatilde olmasına rağmen iki dakikalığına bile okulun kapısından girmemek için türlü bahaneler sıralamasının sebeplerini döküldü. Bir de baktık ki, Arca yalnız değil, başka çocuklardan başka zamanlarda aynı tepkiler…
En kötüsü de ne biliyor musun? Normalleştirmeleri, içselleştirmeleri bu davranışları. Çocukların normali olmuş bu. Resmi çirkin mi yaptın, kafana vurabilirler. Laf dinlemedin mi çimdiklenebilirsin. Yanlış bir telaffuz mu çıktı ağzından, küçüklerin sınıfına gönderilebilirsin. Korku imparatorluğu. Geçenlerde Arca’ya “dökülecek Arca, bardağını kenara koy” gibi gayet sıradan bir uyarıda bulundum. Gözümün içine baka baka zıddını yaptı. Aynı şekilde birkaç defa daha uyardım, aynı tepki. Dayanamadım “Arca neden dediğimi yapmıyorsun, yapmayınca sana ne yapacağımı sanıyorsun?” dedim. “bana vuracağını sanıyorum” dedi.
Arca artık hiçbir okula gitmek istemiyor. Arca’nın okula bakış açısı bu artık. Ve biz Arca’yı daha okul hayatının başında iken okula tekrar nasıl ısındıracağımız konusunda ne yapacağımızı bilmiyoruz. Okul değişti tabii. İlk yapılacak buydu.
Bir de özür dilemek. Her şey ortaya çıktığında yani benim eşsiz ve mükemmel (!) yorumlarıma ihtiyaç kalmadığı noktada, Arca’yı çektim karşıma, gözümü gözüne diktim ve özür diledim; “ben anlamamışım, annecim, anlamadığım için özür dilerim. Sen bana hep anlat, anlayıncaya kadar düzgün düzgün anlat her şeyi, tamam mı?” dedim.
Özeleştiri? Evet kesinlikle. Ama bir yandan da “kıssadan hisse”, “ben ettim sen etme”…
Çok okuyoruz, çok biliyoruz değil. Resme uzaktan geniş açıdan bakmak lazım ve her ters giden durumu okulla konuşmak. Ha değiştirir miydi? İyileştirir miydi? Bilemem ama kendi yorumlarından kendi saçma sonuçlarını gerçek sanmaktan ve bir yalanı yaşamaktan iyidir.
Bu arada tesadüf müdür bilemem ama yeni okul gündeme geldiğinden beridir tırnak yeme tekrar başladı. Şimdilik öperek dikkatini başka yöne çevirerek aşmaya çalışıyoruz, umarım bir gün her şey düzeldiğinde kendiliğinden geçecek.

18 yorum:

lale dedi ki...

Bir pazar akşamı Cancan- Gamse ile konuşcam,telefon açalım demiş annesine...Annesi de herhalde özledi demiş.Daha telefon açılır açılmaz bizimki döküldü. Cuma günü yarmazlık yaptım, öğretmenim bana şöyle yaptı böyle yaptı...Annesi orada şok biz burada şok vaziyette...Olay cuma günü olmuş pazar gününe kadar kimseye söylememiş.
Bizde de okul değişti hemen tabi ve Can'a öğretmenlerin de hata yapabileceği bunu bize anlatırsa onların da uyarılabileceği anlatıldı.
Bir de Gamse bazen onunla öğretmencilik oynuyor. Öğretmen Can oluyor,öğrenci Gamze... O kadar şaşırtıcı şeyler oluyor ki şaşarsın Yelizcim. Bu oyunu bence arada bir oynayın.Öğrenci sen olacaksın unutma:)

yagizlahayat dedi ki...

Of bu tırnak yeme bizde de var ve henüz okula gitmiyor. Bir türlü sebep bulamıyorum. 2 Hafta sonrada kreşe başlayacak. Bakalım bizi neler bekler?
Umarım Arca atlatır okul fobisini. Takipteyim.

ruhdagı dedi ki...

Ya! çok sinirlendim şimdi. Kafaya vurmak çimdiklemek ne demek? Belki çok daha fazlası bile var. Of ya! çok canım sıkılıyor böyle şeyler duyduğumda. Bu gibi bir sürü sebepten başka çocuk yapmama kararı aldım. Bir taneyi eli yüzü düzgün yetiştirebilecek miyim? Ege büyüdükçe endişem tavan yapıyor. Sen öpe seve büyütüyorsun elin kendini bilmezi çocuğunu hırpalıyor.
Çok üzüldüm Yeliz. Arca ne tatlı çocuk. Biz ekrandan sevmeye kıyamazken yaşadığı şeye bak. Sıkıca sarıl öp benim için lütfen.

pelin dedi ki...

ne biçim okul ya..

en azından artık anne babalar bilinçlendi..bizim zamanımızda öğretmen heeep daha haklıydı çocuktuk işte abartıyoduk çoğu zaman....ben de ilkokul öğretmenin yüzünden okuldan hayatım boyunca nefret ettim!

arca akıllı çocuk yenilik ona iyi gelecektir.. :)

Tuten dedi ki...

offf nasil icim ciz ederek okudum zaten anaokuluna gondermeyi dusunmuyordum muallaktaydim iyice vazgecer oldum bu bahsettigin dunya paralar dokulen ozel bir anaokulunda oluyor ustelik; peki aksiyona gectiniz mi Yeliz okulla konuşun mu veya sikayet; yapmadıysanız bence kesinlikle yapilmalı baska cocuklar yara almasın

buya dedi ki...

offff... umarım çok severek gideceği bir okul bulursunuz ve arca koşarak gider:( kendine çok yüklenme. bende de tam tersi oluyor bazen, çocuk bugun okula gitmek istemiyorum deid mi okulda ne oluyor da bu çocuk gitmek istemiyorum diyor diye okulu sorguluyorum. biz bu çocukları sokaktan toplamadık, etrafını 7/24 didiklemek lazım. ayrıca okulu şikayet et, deşifre et. başka çocukların da başına gelmesin. bid emerake ttim okul bu konuda nasıl bir açıklama yaptı?

yeliz dedi ki...

çok iyi fikir lale ablacım. sizlere de geçmiş olsun.

ipek dedi ki...

Okulla konusmak, okulun bes tam gun orada olan psikologu ile konusmak boyle insanlara sokmuyor maalesef. Ne zaman ki o konustugumuz psikolog okuldan ayrildi da okulda olanlari bize anlatti o zaman okuldan aldik cocuklari. kendini suclama.

yeliz dedi ki...

tırnak yemek genelde stresten oluyormuş ama mutlaka çok büyük bir travmaya işaret etmezmiş en azından ben böyle okudum. normal değil tabii ki haklısın ben de çok rahatsız oluyorum. ilgisini başka yçne çekmek stres unsurlarını ortadan kaldırmak gerekiyormuş. öyle diyorlar uzman kişiler:)

yeliz dedi ki...

aynen ruhdağım, ikinciyi düşünemiyorum bile:(

yeliz dedi ki...

inşallah pelincim. ben de kötü tecrübeden korkuyorum, umarım tüm hayatını etkilemez.

yeliz dedi ki...

okulla henüz konuşmadım. Yönetimde değişiklikler var, muhattap alacağım birini bulunca şikayet edeceğim. Öğretmenine ise başka bir velinin şikayette bulunduğunu biliyorum, ancak tabii ki inkar edilmiş.
ama sen bu kötü tecrübelerin kötü taraflarını düşünme tütencim, tetikte olmak lazım demek ki. Biz iki yıldır memnunduk, sorunumuz yoktu.

yeliz dedi ki...

öncelikle okul yönetimine şikayetimizi ileteceğiz tabii ki.
açıklama yapılacağını sanmıyorum. Sonuç da alınamayabilir, ancak bütün yolları öğrendim ve okula devam ettirmeyi düşünen veli arkadaşlarımla da paylaştım. En azından dikkat edip devam ederse ne yapacaklarını biliyorlar. Benim şimdilik yapacağım yönetimle görüşmek.

yeliz dedi ki...

İpek size de çok geçmiş olsun. seçtiğimiz okulun bu defa kurumsal olmasına, psikoloğunun olmasına dikkat ettik. Ancak yine de demek ki bunlar gelebiliyor çocukların başına. Ne diyelim allaha emanetler:(

Adsız dedi ki...

Her benzer durumda sinirleniyorum, çıldırıyorum.
Benim ilkokul öğretmenimin de çoğu eski öğretmen gibi kulak çekme, çimdikleme, cetvelle sıra dayağı (ellere), ayakkabısını çıkarıp topuğuyla kafaya vurma (gerçek) ve sözle taciz (şişmansın, pasaklısın vs) gibi birbirinden sağlıklı eğitim yöntemleri uygulamışlığı vardı.. Biz bir avuç şanslı(!) çocuksa bunlara maruz kalanlar değil, sadece görenlerdik, ki bu bile yıkıcıydı..
Sonuç: Hiçkimse manyak olmadı tamam, hepimiz okuduk üniversite, master vs. o da tamam. Ama ben yıllar sonra sohbet ettiğim bir arkadaşımın "o şişko damgası var ya, hayatımı altüst etti benim. Allah o kadının..." demişliğini biliyorum.
Yazık ki devir değişti, bizler değiştik ama istisnalar hariç eğitim sistemi çalışanları hala aynı..
Düşünüyorum bizler mi çok abatıyoruz diye.. Hayır.. Hiç kimsenin başkasının psikolojisini bozmaya, onları tek tipleştirmeye, hayal gücünü köreltmeye hakkı yok.. Hele de mevzu bahis henüz bunlarla başetmeyi öğrenmemiş olan çocuklarsa..
Ve son sonuç: Arca şanslı bir çocuk, onunla konuşmanız, anlamaya çalışmanız her şeye değer. En ufak bir olumlu durum, onun koşarak okula gitmesine neden olacak, sen yazacaksın , biz de sevinicez.
Sevgiler, duygu.

Gulcin dedi ki...

Arcaya kiyamama ama sana da kiyamam yeliz bu kadar yuklenme kendine ne olur. Insallah en guzel anilara sahip olacak okullarinda. Sevgiler

zulu dedi ki...

Merhabalar,
Benzer durumları ablamın kızında yaşamıştık. Onda da okul görevlileri tuvalete giden çocuklarla sonrasında ilgilenmediği için tuvalette kapalı kalmalar mı istersiniz, temizliğine dikkat etmemeler mi. sabah kalkınca kız deli oluyordu resmen. Babam yani dedesi okula bırakıyordu ama nasıl ağlamak. Seni pencereden göreceğim dede diyordu her seferinde. Babam bi şekilde rahatlatmaya çalışıyordu. En sonunda ablam bir şekilde ağzından lafı aldı. Ama o yıl Defne bir daha okula gitmedi. Okul dendiğinde içine kapanıyor, mutsuz oluyordu. Daha fazla üsteleyemedik. Sonraki yıl yaz tatilinin başında hepimiz alttan alttan okulu, çevresindekilerden örnekler vererek anlattık. Sonra ailesi ile seçimi yapılacak okulları gezdi gördü. Kendi karar verdi, çok da mutlu oldu.
Umarım Arca içinde herşey yolunda gider bundan sonra. Gerçekten çok zor bir süreç ve insan hep kendisini sorumlu tutuyor. Merak etmeyin eminim Arca da yeni okulunu, arkadaşlarını ve öğretmenlerini çok sevecek.

Sevgiler
Züleyha

coraline dedi ki...

geçmiş olsun...