1 Ağustos 2013 Perşembe

Arkası yarın - bölüm 1

Televizyonda "asfalta yumurta kırdık, pişti" haberinin çıkacağına emin olduğum günlerden biri, yerin sıcağı terliklerimin tabanından bütün ayağıma yayılıyor. Arca da kesin yazlıkta zira kampüsün duvar kenarı boyunca yürürken hiç acelem yok. Bu telaşsızlığı özlemişim, ancak bu ara sadece Arca 80 km kadar uzak olduğunda yaşayabiliyorum. Evde beni heyecanla beklemiyor bile olsa, evdeyse benim ayaklarım kıçıma değiyor mesai bitimi.

Keten elbisemin altına o parmak arası terlikler ve sırtımda spor çanta ile biri "altı şişhane üstü memişhane ne demektir" diye sorsa, tereddütsüz eşkalimi verebileceğin bir kreasyon içindeyim. ve allah seni inandırsın, sallamıyorum! Buradan pazara gideceğim, neyime el çantası, neyime topuklu ayakkabı? Üzerimdekileri çok net hatırlıyorum zira bunları düşünürken otobüs duraklarının bulunduğu meydandaki bütün dükkanlarn vitrinlerinden yansımamı seyretmekteyim. Vitrinlerin birinde bir yazı gördüm ve hop iki adım geri attım : "PVC kaplanır, fotokopi çekilir" 


Beni şiddetle ilgilendiren kısım PVC. Hemen cüzdanımı yokluyorum. En ücra en mahrem bölmesindeki iki adet banknota ulaşıyor parmaklarım, hah işte buradalar! Çin'den dönerken Amerikan dolarına çevirmeyi unuttuğumuz için döviz işini Hong Kong havalimanına bıraktığımız amma velakin gıcık Hong Kong döviz bürolarının "bunu kabul etmiyoruz, bu çok küçük para" diye burun kıvırdıkları ve elimde kalan Çin paraları yanımda.

İnsanın hayatında saçma sapan şeylere durduk yere sevindiği anlar vardır...

Bu paraları sevmiştim, üzerinde bir kadın ve bir adam resmi vardı. Çinli meslektaşıma sormuştum; "kim bunlar? kral ve kraliçeniz mi?" ya var ya cahilin katıksızı malın önde gideniyim. Arkadaş da son derece  salon hanımefendisi çizgisinde "hayır" demişti, "onlar HALK" hadi yav! Ne alaka? Abicim ben ne bileyim, benim bildiğim paraların üzerinde ya yönetici olur ya imparator ya ne bileyim kraliçe filan, kim halkı paraya resmeder be? Çok geçmeden cevabımı almıştım "Komunizm" hmm evet ama altta kalmamalıyım! "hee pek komunistsiniz yani Starbucks'tan McDonalds'tan geçilmiyor sokaklar!" "serbest komunizmle yönetiliyoruz" var ya bu yaşıma geldim böyle saçma şey görmedim hıh! 



Yönetim biçimleri  ve Çin'in sosyoekonomik yapısıyla ilgili döt olmuş olabilirim ama bunu paradan çıkaracak değilim. O paraları çok sevmiştim ve aslında bozduramadığıma içten içe sevinmiştim. Hatıra parası olarak saklayabilecektim. Hatta PVC kaplatabilir, kitap ayracı olarak kullanabilirdim. Hay aklımı seveyim!

Kırtasiye dükkanından içeri girerken yüzümdeki kocaman gülümsemenin sebebi az sonra iki adet pek maneviyatlı kitap ayracına ulaşacak olmamın sevincinden başka bir şey değildi.

Devam edecek...


3 yorum:

Okuyanguzel dedi ki...

Evet ben de böyleyim niye böyleyim diye merak ediyorum. Çünkü etrafımdaki anneler genelde böyle değil.
Çocuk olmadan önce şubeden geç çıkmak beni hiç rahatsız etmezdi.Şimdi ise geriliyorum.

Okuyanguzel dedi ki...

"Evde beni heyecanla beklemiyor bile olsa, evdeyse benim ayaklarım kıçıma değiyor mesai bitimi."
Hislerimi ne kadar güzel ifade etmişsin. Bazen düşünüyorum o yüzden mi bu kadar bağımlı oldum bu bloga diye.
Bu arada üzgünüm çünkü tüm eski yazıları bitirdim. Sanki boşlukta gibiyim. Abarttım evet :)
Seni sürekli takip ettiğimi postlarına ilk yazan yorumcu olmamdan anlamışsındır sanırım.Bu arada korkma sapık değilim. Gerçekten :)
Bir de eskiden hangi blogu takip ediyordum tahmin et: Reyhan'ın Alışveriş Danışmanı'nı . Şaşırmadın değil mi :)


yeliz dedi ki...

Tahmin etmeliydim:)) reyhanı çok seviyorum ben keşke yine blogu olsa:) sayende eski yazılarımı tekrar okuma fırsatı buldum hehe ağlenceliymiş yav:))