5 Ağustos 2013 Pazartesi

Arca n’apıyor?

Pazartesi, Salı ve Çarşamba günleri NA ile şehrin tadını çıkarıyor.


Kah evde yayılıp oynuyorlar, kah komşu çocuklarıyla toplaşıp parkta sabah pikniği yapıyorlar. Gün geliyor metro ile geziyorlar. Akşamları anası ve babasıyla bol kudurmacalı saatler geçiriyor. Yatmaya yakın odasının klimasını açıp iyice serinletiyor ki keyifle uyuyabilsin. Evet gıdada eti, uykuda serinliği sevmesini babasının genlerine bağlıyoruz. Gel gör ki babasıyla uyku, anasının seyahatte olduğu akşamlar haricinde tercih edilmiyor. Salı akşamları uyku öncesi aktivitesi çanta toplama. Çantalar teker teker hazırlanıp kapı önüne akşamdan konuyor.

Çarşambaları ya anneanne-dede ikilisi ya da babaannesi bizim yer cücesini ve kapının önündeki eşyaları doğru yazlığa götürüyor. Yer cücesinden mutlusu yok.

Özdere’de çoğunluğu annesinin çocukluk arkadaşlarına ait yaşıtı sekiz kadar oğlan çocuğu ile sokakta oynamaya bisiklete binmeye bayılıyor. Özellikle Ali Emir favorisi. Araları sadece bir ay ve müthiş eğleniyorlar birlikte. İcat ettikleri oyunlar o kadar eğlenceli ki... Geçen haftaki oyun “Ali Emir’in ablasını bulma” oyunuydu. Bütün siteyi bisikletle dolaşıp bulmaya çalıştılar, artık akşam olduğunda ablası bunları buldu. Bir de zıp zıp var, illa ki akşamları gidiliyor, zıplanıyor. Dondurmadan yana stoklu çalışmayı uygun görüyor cüce, muhakkak her gün bir dondurma alınıp buzluğa atılıyor. Bir de anasının yüklenip getirdiği sandalyesine kuruluyor.

Çeşme’de pek yaşıtı yok ama bazen kankası Poyrazla denk geliyorlar yeay!! bir de tabii ki Deniz var! Bu sene Deniz’i tenhada sıkıştırıp orasını burasını acıtayım derdinde değil. Bir olgunluk geldi üstüne, Deniz de kendini sağlam savunuyor, Arca üzerine yürüdü mü basıyor çığlığı katiyen altta kalmıyor. Kardeş şart değil ama kuzen şart! Zira bir geçenlerde tüm hafta İzmir’de geçirdiğinde Duru’cuğu ile müthiş eğlendiler. Bazen diyorum ki önceden Arca’ya bir abla doğuraymışız iyiymiş.

İki bahçede de biberler, acurlar… Arca’nın her daim taze taze atıştıracağı kaynaklar mevcut.

Uzun lafın kısası “Arca n’apıyor?” diye soracak olursan şehirde olsun, yazlıkta olsun, tatilin tadını çıkarıyor. Ha bir de hiç ama hiç okula gitmek istemiyor. Sabah yaptığımız uzun konuşmadan da bir çözüme varamadık. Ama vardığımız sonuç arca okula kesinlikle gitmek istemiyor. Sonbahar geldiğinde ne halt edeceğiz bilmiyoruz.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben de istiyorum yaa.. Diyorum ki oğlumu da göndersem mi arada sizin anneanne-babaanne turlarına:)Gözünü sevdiğimin İzmir'i! Biz napıyoruz İstanbul'da bol açık hava, temiz deniz için? Tatile gidiyoruz. 1 hafta, 10 gün, bilemedin 15 gün.. Sonra bol betonlu bir şehrin, az yeşilli yerleri ve sadece seyretmesi güzel deniziyle idare ediyoruz. İstanbul güzel olmasına çok güzel de, özellikle yazları kıskanıyorum İzmir'de yaşayanları.. Yapcak bişey de yok ama:) Sevgiler, duygu.

Adsız dedi ki...

Arcanın yerinde olsam ben de gitmek istemezdim okula. Bu kadar zevkli yaz günlerinde okula gidip napsın çocuk. Siz en iyisi ona kışın kasvetli ve sıkıcı günlerini anlatın yeliz o zaman okulu bir kurtuluş gibi görüp koşa koşa gitmek ister:)
Pınar