18 Haziran 2013 Salı

Hayal gücünün sınırlarına ulaşan oldu mu?

Arca hasta. Kanındaki enfeksiyon değerinin stabilitesinin yanında #duranadam çeker gider. (“durmak yok yola devam” ile henüz bir yere varamayanlara bizim oğlanın enfeksiyonunu seve seve göndeririz)

İlginçtir, yer cücesi bu hastalığa rağmen ne yaptı ne etti dün akşam yılsonu gösterisine iştirak etti. Arca’nın direnişine onun iyiliği için bile olsa dayanamadık, hak verdik. Diktatör değiliz ki isteklerine kulak tıkayalım. Hakkıydı, direndi, kazandı. Şimdi hastalığa direnme zamanı, #direnarca arkandayız annem!

Geçen İlker’le konuşuyoruz, Arca sürekli lafımızı kesiyor, bir iki … uyarıyoruz, aaa tepemiz attı, kızdık, sesler yükseldi. Zaten gerginiz her daim.

Neyse girdim mutfağa, bulaşıkları filan topluyorum. Pıtı pıtı ayak sesleri.
Elinde mutfak alarmı ; (hani şu ipad’le oynama zamanının bittiğini haber veren saat) “annem bak şimdi saati kuruyorum, zil çalınca sinirin geçcek tamam mı?” dedi kurdu saati gitti.

Ne siniri lan, öldüm gülmekten!

Acayip eğlenceli bir nesil geliyor benden söylemesi. İnceden eleştiren, ayar veren, gülen güldüren, eğlenen…

Gülmezsin, sana çekilen ayara daha da sinirlenirsin, “yürü git odana terbiyesiz sen kim oluyorsun?” dersin. Dersin yani kolay, sen yetişkinsin, büyüksün, güçlüsün. O da siner.

Ya da…

Gülersin, takdir edersin, bu zararsız küçük insanların ne demeye çalıştığına kafa yorarsın.

Şimdi seçim senin, sen onun sana vermeye çalıştığı mesajı alacak mısın yoksa korkun anlayışına yenik düşecek ve egon “alt edileceğim” diye sarsılarak saldırganlaşacak mı?

Bir daha düşün!

Zira sen her sindirişin (!) sonunda “sindirdim” diye rahatça sırtını “koltuğu”na yasladığında, o #duranadam / #durankadın gibi ilham verici yeni yepyeni bir direnişle karşına çıkacak.

Hayal gücünün sınırlarına kimse ulaşamadı daha, benden söylemesi…

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Arca'ya çoook geçmiş olsun, diğerlerini atlattığı gibi bunu da atlatır. Yeni nesil Z Kuşağı gerçekten çok zeki, akıllı. Bir arkadaşım çocuğuna kızdığında : ''Şimdi odana git ve hatanı düşün, sonra gel'' diyormuş. Bir gün çocuğu yine kendisi ve babasını kızdırdığında, bu kez 'git düşün' demeyi unutmuşlar. Çocuk kendisi gidip, bir süre sonra yanlarına gelmiş. : ''Anne ben hatamı düşündüm, geldim'' demiş. Bu çocuğu bağrına basmazsın, söylediği şeye dumur olmazsın da ne yaparsın ? Pelin

Adsız dedi ki...

çok geçmiş olsun Arca'ya. Bu arada yazınızı çok beğendim sevgiler

Adsız dedi ki...

Buda bizim cüceden olsun.Geçen kreşte öğretmeni fena kızmış hatta kolunu sıkmış.Oğlum koluna ne oldu diye sordum.Anne öğretmenim yaptı dedi. Hıııı? Öğretmenin mi , arkadaşlarından biri yapmış olmasın? Hayır anne V... öğretmenim yaptı. Ben çok yaramazlık yapmışım ondan yaptı.Nasıl bir yaramazlık? diye sordum.Cevabı aynen şuydu:Hiç sandelyem de oturmamışım. Legolarla ve arabalarla oynamışım.Öğretmenimi dinlememişim.Birde çok yaramazlık yapmışım.Oysa ben çocuğum anne.Ben çocuğum , yaramazlık yapmalıyım , arabalarla oynamalıyım , legolarla oynamalıyım.Sandalye de oturmamalıyım , çünkü çok sıkıcı(: Bu çocuk geç konuşan(3 yaş), şu an üstün zekalı tanısı almış olan ve size çocuk nasıl konuşturulur diye yazı yazdıran çocuk.Evet gümbür gümbür bir milenyum kuşağı geliyor.Maalesef ki toplumun her kesimin de , önyargılar(ki geç konuştuğu için bu önyargıları biz de fazlasıyla yaşadık) , sindirme , baskı kurma durumu fazlasıyla var. Hatta öğretmenler de bile.Oysaki 4-5 yaş grubundaki çocukların ihtiyacı olan tek şey oyun oynamak değil midir?Onları zorluk çıkarmasın diye sandelye de oturmaya zorlamak ne kadar doğru olabilir ki.ÖZGE

Gamze Esra Ersöz dedi ki...

Çok geçmiş olsun, çocuklar sanırım hastalıkla bizden daha iyi baş ediyorlar.