10 Kasım 2011 Perşembe

"Sen dünyaya gelmeden" adında bir kitap

"Kusurlu ve tutkulu..."

Fotoğrafı da öyle bıraktım. Kusurlu. Biraz renkleriyle oynamış olabilirim. Ama kusursuz olması adına hasta yatağımdan kalkıp makinemi almadım, bırak kusurlu olsun dedim telefondan çektim. Yetersiz ışık ve yatak arka fonunda kötü seçilmiş renkler.

Roman yazmaya heveslenenlerinin kararlarını gözden geçirmeleri için bu kitabı okumaları şart. Böyle yazamayacaksan, böyle betimleyemeyeceksen, kapat dükkanı git, blog filan yaz!
Daha yüz küsürüncü sayfasındaym. (sanırım kitap 600 sayfa kadar, yani daha başındayım) Bakar mısın bende bıraktığı izlere, daha şimdiden?

Kısa notlar...
* İlk gözyaşlarımı 65. sayfada döktüm.
* Bütün tatil boyunca uyumaktan ve Arca huysuzundan bulduğum vakitlerde köşe bucak kaçarak okudum.
* En son beni su sebilinin arkasında sandalyeye tünemiş buldu evin sakinleri.
* Sık sık İlker'e "sana bu kitabı anlatacağım" dedim. Çok umursamadı, ruhsuz musun be adam!
* Kitaptan kafamı kaldırdığımda artık etrafımdakilere farklı bir gözle bakıyordum.
* Arca defalarca kitabın kapağındaki çocuğun neden çıplak yattığını sordu. Ben de defalarca - günün anlam ve önemine istinaden - "ateşi çıkmış, çıplak yatırmışlar" diye cevapladım.
* Şu anda yanımda olsa da okumaya devam etsem diyorum.

Kitabın ilk sürprizi ciltli olmasıydı. İnternetten sipariş verince böyle küçük sürprizlerle karşılaşıyor insan. En son Altın kitaplar serisi miydi hatırlayamadım, Pollyanna kitabını ciltli okuduğumu hatırlıyorum, yeşil renkli bir kapağı vardı. Zorluyorum hafızamı resim gelmiyor gözümün önüne ama kitabın sırtını, yeşil olduğunu ve Pollyanna yazısını çok net hatırlıyorum. Ne oldu acaba o kitaba? Yazlıktadır muhtemelen.

Pollyanna deyince aklıma geldi, son bir kaç gündür maaile Pollyannacılık oynuyoruz.
"İyi ki tatilde hasta oldu Arca, bak hep beraberdik, hem gece uyuyamasak, gündüz uyuduk birlikte, dinlendik." ...
"İyi ki sırayla hasta olduk, bak Arca ile İlker hastayken ben sağlamdım, onlara bakabildim, son gün ben yattım onlar biraz iyileşti, evi filan topladılar, sağ olsunlar" ...
"İyi ki antibiyotik kullanmadık bu sefer, şükür antibiyotiksiz atlattık." ... İyi ki...

Neyse... Konu dağıldı. Kitaba dönersek... Lale ablaya bu muhteşem öneri için teşekkür, henüz okumayanlara da şiddetle tavsiye eder, burnumu fırk diye çekerim:)

6 yorum:

Deli Anne dedi ki...

ohoo bu ne hız ya, ben acı çikolatada bırakmıştım seni. sen yürümüş gitmişsin:)

Cebimdeki renkler dedi ki...

Çok geçmiş olsun bu arada....

yeliz dedi ki...

deli annem acı çikolatanın tadı damağımda kaldı ama kısaydı be, hemen bitti. bunun daha başındayım.

cebimdeki renkler sağol:)

Evren dedi ki...

Şimdi baktım da bizim kütüphaneye de gelmiş. İngilizce'ye "Twice Born" olarak çevirmişler. Öyle bir yazmışsın ki merak ettim çok. Ama bu haksızlık, aldığım ders için bitirmem gereken onlarca kitap var daha!

laleninbahcesi dedi ki...

Yelizzz bu günlerde biz de polyannacılık oynuyoruz ama sıkıldım artık bu oyundan...

Margaret Mazzantini tuhaf bir kadın ille okuyucuyu yerle bir edecek, yerlere serecek. Bu kitabın sana hazırladığı sürprizlere inanamayacaksın son satıra kadar hazırlıklı ol bence...Mazzantinin Sakın Kımıldama adlı kitabını da seversin ama üst üste okumak bünyeye zarar:).Okuma tarzlarımız birbirine benziyor o yüzden seviyoruz birbirimizin okuduğu kitapları.
Çok geçmiş olsun. Arca Dostuma baki selam eder öpücüklere boğarım.

pınar dedi ki...

yeliz bak şimdi ya, aklıma yine bir kitap soktun. bunu da okumam lazım işte şimdi:P bir kitap sponsoruna ihtiyacım var:)