Detoks Üçlemesi #2 : Kitaplık detoksu

Detoks konusunda hızımı alamadım, kitaplığa el attım. Ben çok okurum ama hemen hemen hiç kitabım yoktur. Eğer eşe dosta dağıtmasaydım bir oda dolusu kitabım olurdu kesin!

Geçenlerde annem geldi, elinde önceden verdiğim kitaplar, bitirmiş, geri getirmiş. Baktım baktım.

Maeve Binchy’ler…
İlk kitabını İlker, ilk evlendiğimiz yıl yılbaşı hediyesi olarak almıştı. (bayılırım hediye olarak kitap verilmesine!!) Yalnız Kadınlar Sokağı. Bir günde bitirmiştim, soluksuz ve hatta daha sonra bir defa daha okumuştum. Sonra gerisi geldi. Ne zaman yeni bir kitabı çıksa aldım, severek okudum. Çoğunlukla kafamı derin mevzulara veremeyeceğim zamanlarda, çok sıkıldığımda sığınacak limanım oldular. Karakterlerin isimleri olduğu kadar konularının da birbirinin benzeri olmasından sıkılıncaya kadar okudum. Çok olmuştu bırakalı…

Baktım baktım. Yok, ben bunları bir daha okumam.

Kendi kendime gardıroba uyguladığım detokstan zaten pek kalabalık olmayan kitaplığa da uygulasam ne olur diye düşündüm.

Ve aynı soruyu tüm kitaplık için tekrarladım. Elimde sayıca oldukça az kişisel gelişim kitabı, bolca ana baba eğitim kitabı, yeterli sayıda klasik eser, Jerzy Kosinski ve Charles Bukowski gibi tekrar tekrar okumak isteyeceğim yazarlar kaldı. Bir de sadece birkaç tane henüz okumadığım kitap var. Gerisini dizdim kenara. Pek çoğu o zamanın popüler eseri, bir kısmı tatilde şezlongda uzanırken okunacak türden kitaplar. Bir süre sergileyeceğim evde, eş dost almak isterse alsın. Kalanları Alsancak’ta sahaflara götüreceğim.

Üniversite sınavına hazırlanırken dershane sonrası uğrak yerimizdi. Temiz test kitaplarından stok yapardık. Sınavı kazanınca daha fazlasını koli koli götürüp satmıştım yine aynı dükkana. Yine elimde kalanları verir belki üstüne temiz eski eserlerden toplarım biraz. Ne güzel olur be!

Lakin bu kitaplık detoksu ilk etapta bütçeye pek yaramadı. Baktım, okunacak kitap kalmamış, hemen davrandım klavyeye, yine listeler, siteler arası fiyat karşılaştırmalı çalışmalar…. Ve pek tabii yeni bir sipariş! Bu defa sadece kendime!

Eh zaten detoksun bir amacı da yeni geleceklere yer açmak değil mi ya: )

Siparişi verirken hafta sonuna yetişmelerini umuyordum, bir şey istesem olacakmış! An itibari ile ofiste masamın üzerindeler, ilaç gibi geldiler, hoş geldiler. Lakin “aklından bir sayı tut” yüzünden aklımı yitirecektim iki gecedir. Tırsıyorum kardeşim zorla mı!

İki tanesi özellikle softirik takımından popüler bestseller … “Küçük mucizeler dükkanı” Maeve Binchy tadı alacakmışım gibi bir his var içimde ve “Bir gün” ise öyle güzel eleştiriler okudum ki, şimdiden heyecan yaptım.

“Serenad” ne zamandır listemdeydi, Zülfü Livaneli eserlerini çok seviyorum.

Ve… “Ruhlar Evi” Sevgili Lale abla’nın önerisi. Yazarı şiddetle tavsiye etti özellikle, “sevgili arsız ölüm”ü çok beğendikten sonra.

Nina Simone’u da akşam CD çalara taktım mıydı, “hokkayay” hafta! Merhaba Cuma trafiği, nabersin hafta sonu?