20 Ağustos 2011 Cumartesi

Ne kadar ön yargılıyım!

Dün müydü?
Yok önce daha önceki gün…

Havaalanında maillerimi kontrol ediyorum. - Bu arada içimde kalmasın söyleyeyim, Atatürk havalimanında free internet yok, illa bir cafede bir kahveye dünya para vermeniz gerekiyor faydalanmak için. Ama Sabiha Gökçen süper! – www.kitapadresi.com sitesinden mail gelmiş. Elif Şafak’ın İskender kitabı belli bir adet için yarı fiyatına! Şahane! Sanırım bir ben kaldım kitabı edinmeyen! Bir de İlker’in annesi! Geçenlerde ona ödünç vermiştim, ömrü hayatımda okuduğum tek Elif Şafak eseri Aşk’ı. O da Aşk’a aşık olmuş, başka kitabı var mı, bu kadını çok sevdim ben demişti. Ben de bekle ay sonu internetten alacağım önce sen okursun sonra bana verirsin demiştim. Fırsatı görünce kaçırmadım : )


Kitap anında kargoya verilmiş, sabah ofisteydi. Dayanamadım, kahvemi içerken ilk birkaç sayfasını okudum.



Kitap hakkında dünya kadar şey söylendi, kimi sevdi kimi sevmedi, okuyamadı, süründü elinde. Ben BAYILDIM! Hatta İlker’in annesine vermeden önce kendim mi okusam dedim. Ki benim kitaplarla aramda uzun bir flört dönemini müteakip, kitabın nazik bir ön sevişme aşamasını geçmesi gerekir. Sonra kitapla bir beden olma halleri epey uzun sürer. İskender ile sadece birkaç sayfada işi pişirdim.

Bu şehvet satırlarında “ön yargı”yı mı arıyorsunuz? Fark edince utandım sakladım ben onu. Ama yok içimde kalıp şişmesin, itiraf edip huzura ereceğim.

Dedim ya ilk birkaç sayfa… sayfa 11-12… Der ki “anneler ölünce hemen cennete gitmezler, yeryüzünde biraz daha kalıp çocuklarına göz kulak olabilmek için Tanrı’dan özel izin alırlar. Fani ömürlerinde evlatlarıyla aralarında her ne geçmiş olursa olsun”. Bu cümleyi ilk defa okuduğumda o kadar sevmiştim ki, burada bir benzerini okuyunca hemen hatırladım. Sevgili Arsız Ölüm’de zırt pırt ölüm döşeğine düşen Atiye’nin dudaklarından dökülmüştü evvelden. Ya da yanlış mı hatırlıyorum? Hayal mi? Çünkü akşam geldiğimde kitabı evirdim çevirdim, bulamadım. Oysa ne kadar emindim orada böyle bir cümle okuduğuma!

Demek ne kadar ön yargılı yaklaşmışım ki, hemen hayali bir cımbız almışım elime, ben de infaz kararıyla başlamışım okumaya.

Üstelik ben o haberleri okurken, “kadının üzerine gidiyorlar yav, üreten güzel işler başaran bir kadın, kızıyorum vallahi…” demiştim. Üstelik normal bulurum ben esinlenmeleri, etkilenmeleri...

Belki bu cümle bilinen bir deyiştir, belki değildir. Belki de bu kitap hakkında dinlediğim haberlerin birinde bu kitaptan bir alıntı olarak duymuşumdur. Bilmiyorum açıkçası ama okuduğumda, hatırladığımda bir “hmmm” yaptım. Sonra da o "hmmm" için utandım.

Neyse… daha kitabın yirminci sayfasına gelmedim, bu kadar yazdım, demek okusam kitap üzerine bir kitap da ben yazacağım, hadi güzel okumalar…

Hiç yorum yok: