30 Mart 2011 Çarşamba

Ham elmayı koparmışlar dalından

Sağ kolum iptal, vites değiştirirken bile ağrıyor.

Taş mı taşıdım? Yoo!

Çok ham kalmış vücut.

İlker PS ile oynanacak bir alet almış. Voleybol oynuyorsun. Onbeş dakika oynadık kol kazık gibi oldu.

Bir hevesle atletizm takımına girip ipini koparmış gibi koşmayı beklerken elastik (evet övüneceğim kimse kusuruma bakmasın) yapım sebebi ile yüksek atlamaya alındığımda hevesim kırılmış olacak ortaokuldayken ilk sınıfta beden dersinde on üzerinden yedi alarak tarihe geçmiştim. Baktım olmuyor, çareyi yılsonu dans gösterilerine hazırlanma bahanesiyle beden derslerinden muaf tutulmakta buldum.

Hayatında beden dersinden kaytarmaya çalışan tek insanımdır herhalde.

Dolayısı ile bu bana voleybol, basketbol gibi takım sporlarından son derece soyut bir gençlik armağan etti. Hiçbir kuralını bilmiyorum, deli dana gibi oraya buraya atlıyorum. Pazar günü yaptığımız voleybol maçında tek set aldım ama nasıl ben de bilmiyorum:)

Tüm bu spordan uzak gençlik yıllarıma rağmen aslında spor yapmayı severim. Feci gaza gelirim.

Hani spor kulüplerine üye olursun ya, hah ben işte hiç kaçırmam mesela, hiç üşenmem, ikinci adresim yaparım. İlker spor salonunda kondisyon bisikletine oturmuş, televizyondan bilardo maçını seyrederken (eminim çok kalori yakıyordu) ben tüm aletleri Rocky hırsıyla “Eye of the tiger” fon müziğinde mıçımdan ter çıkasıya kadar kullanırdım. Durmaksızın 150 mekik çekebilme becerim vardı. Neredeyse baklava kaslarım olacaktı! O askere gitti, onun üyeliği için verdiğimiz paralar da yanmasın diye ben her gün aksatmadan devam ettim.

Çok gerilerde kalmış Rocky günlerim. Acı ama gerçek. On beş dakikalık bir bilgisayar oyununda iki sektim, iki seksen uzandım!

Spordan sayarsak en son hamileyken yoga yaptığımı hatırlıyorum. O günden beri bu kaslar laktik asit görmemiş!

İki yaşında çocuk peşinde koşmak da yaklaşık on beş kiloyu indir kaldır hareketi de egzersizden sayılmıyormuş. Dün itibari ile anladım.

Nasıl yapsam da hareket etsem? Öğle tatilim yok denecek kadar az. Birkaç haftada bir bir saatlik kaçamak dışında ofisteyim. (Blog yazma saatim) Akşam zaten eve yedide geliyorum, bebemle geçireceğim birkaç saatlik zaman var. Hafta sonuyla da olmaz o iş. Haftada bir spor mu olur!

Yok çare bulmalı! Bak çok fena gaza geldim şimdi!

"Eye of the tiger" yumuşak tondan giriş yaptı, arka fon güm güm güm vuruyor!

7 yorum:

Itır dedi ki...

Sabah erken? Bakıcı ile baba çakışıyorsa, arada boşluk kalmıyorsa..1 saat tepişip salonda ordan gidilebilir işe. Ben yüzerken öyle yapıyordum, çok da iyi gelşiyor sabah sabah, adriaaan diye bağırasın bile geliyor yani o kadar! :)

Gulcin dedi ki...

Elimi kaldiriyorum beden dersinden kacmaya calisan bir baska insan burada! Bence wii falan egzersizden sayilsin sayilmali sayilmiyor mu yoksa :)

Berceste dedi ki...

Valla belinden cakilmis birisi olarak, ne yap et, bel kaslarinin basini bos birakma derim. Fazla rahat Ingiltere gunlerinden geriye fazla agrili, ameliyatli, cocugumu bile dogru duzgun kucagima alamadigim bir bel kaldi geride yadigar! O yuzden masa basinda calisiyorsan hele, beline iyi bak, onu zora, ise, kas calistirmaya sok derim.

yeliz dedi ki...

yok Itır be maalesef sabahlar zor. Sabah 8'de çıkıp akşam 19'da dönüyorum, pek hal mecal kalmıyor.

yeliz dedi ki...

hehe aslında sayılmalı ama sadece sağ ön kol kaslarının çalışması benim pek işme yaramadı Gülçin:)

yeliz dedi ki...

Çok çok doğru Berceste! bel ve sırt kasları gelişmemiş kişilerde özellikle benim gibi masabaşı çalışıyorsa risk büyük. anneme doktor fıtık olduğunda egzersiz önermişti. sağlık için şart

mnim dedi ki...

Valla kendim yazmışım gibi okudum; beden dersine katılmamak için uydurma bir rapor almıştım vakti zamanında!
Spor salonuna daimi üyeliğim de vardı doğurmadan önce! Ancak şimdi evimin dibindeki salona gidecek zaman yaratamıyorum bir türlü! Bulursanız bir yol paylaşın yahu yaz geliyor ve benim vermem gereken kaaç kilo var!!!