18 Mayıs 2008 Pazar

Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?

Nazım Hikmet der ki;

Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?
işin kolayına kaçmadan ama
gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil
ne de ak örtüde elmaların
ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolaşan kırmızı balığınkini
Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?
1961 yazı ortalarındaki Küba’nın resmini yapabilir misin?
Çok şükür çok şükür bugünü de gördüm
ölsem gam yemem gayrının resmini yapabilir misin üstad?

Abidin Dino'nun beklenin aksine bu şiire dizelerle verdiği cevabı...

Kokusu buram buram tüten
Limanda simit satan çocuklar
Martıların telaşı bambaşka
işçiler gözler yolunu.
inebilseydin o vapurdan
Ayağında Varna'nın tozu
Yüreğinde ince bir sızı.
Mavi gözlerinde yanıp tutuşan
Hasretle kucaklayabilseydim
Seninle, bir daha.
Davullar çalsa, zurnalar söyleseydi
Bağrımıza bassaydık seni Nazım,
Yapardım mutluluğun resmini
Başında delikanlı şapkan,
Kolların sıvalı, kavgaya hazır
Bahriyeli adımlarla düşüp yola
Gidebilseydik meserret kahvesine,
ilk karşılaştığımız yere
Ve bir acı kahvemi içseydin.
Anlatsaydık
O günlerden, geçmişten, gelecekten,
Ne günler biterdi,
Ne geceler...
Dinerdi tüm acılar seninle
Bir düş olurdu ayrılığımız,
Anılarda kalan.
Ve dolaşsaydık Türkiye'yi
Bir baştan bir başa.
Yattığımız yerler müze olmuş,
Sürgün şehirler cennet.

işte o zaman Nazım,
Yapardım mutluluğun resmini
Buna da ne tual yeterdi;
Ne boya...

Pazar sabah, akşamın yorgunluğu kısmen üzerimde... saat 10 olmuş ama hala dinlenememiş bir bedenim. Bu yazın ilk balkonda kahvaltısını hazırlamış bana. Göztepe fırınından çıtır gevrek, mis kokulu çilek, beyaz peynir, çay eşliğinde... bir mutluluk... herkesin mutluluğu kendine. benimki de püfür esen balkonda bir kahvaltı sofrası.
mutluluğun resmini Abidin Dino bile yapmamış ama ben fotoğrafını çektim, yıllar sonra tekrar bakıp bu pazar sabahını tebessümle anayım diye

3 yorum:

Simge Kurban dedi ki...

ne güzel bir pazar sabahı! mutluluk sevdiklerinle paylaştıkların, onun sana hissettirdikleri değil midir zaten :)

Adsız dedi ki...

İzmir'deki evin balkonunda gözüme güneşin tatlı ışıklarının girmesiyle birlikte ,gevrek eşliğinde yaptığımız kahvaltılar burnumda tütüyor.Yolda at arabasıyla geçen manavın sesi, eskici, şambalici nerede acaba ? Güneş gözüme girsin ısıtsın içimi ,sonra bir imbat essin soğusun içim istiyorum.İzmir sokaklarında kaybolayım istiyorum.
Canım papatyam ! Bu çektiğin fotoğrafa çok iyi bak. Çünkü yarın bir pıtırcık aranıza katıldığında uzun bir süre böyle sofralar kurulamaz olacak :)) NE zman diye düşünme; olacak bi zaman. Yeter ki rahat ol bir tanem.

yeliz dedi ki...

kesinlikle simgecim, mutluluğu uzaklarda değil, sahip olduklarında aramak lazım.
züüüzeciiim,
özledin sen izmiri canım benim her satırından özlem akıyor, benim kıytırık foto bile nasıl dokunmuş sana. öyle iyi anlıyorum ki seni, senelerce çektiğim memleket hasretini hala hatırlıyorum. bi gelsen ne güzel uzanırız sahile, çiğdem çıtlarız yine, yanaklarımız ağrır gülmekten, ah bi gelsen.
P.S. pıtırcıktan ümidi keseli tatil planları yapmaya başladık, hadi hayırlısı :)